Erzurum Seferi ve Üsküdar’daki Hazırlıklar

0
70

Hazırlıklar ve Değişiklikler

Bir gün, padişahın silahşorlarından Çerkez Terzi Mustafa Ağa, Erzurum’a doğru ilerlemek üzere Malatyalı Silahdar Süleyman Paşa ile birlikte yola çıkmaya karar verdi. Bu sefere hazırlık yaparken, Üsküdar’da konakladılar. Üsküdar’da kaldıkları süre boyunca, hem hazırlıklar yapıldı hem de gerekli tüm ihtiyaçlar temin edildi. Bu süreçte, padişahın emriyle, hazinedar olan Atlı Dilber adlı çelebi görevden alındı ve yerine Paşa’nın akrabalarından Ali Ağa hazinedar olarak atandı. Üsküdar’da bir hafta boyunca süren hazırlıklar tamamlandıktan sonra, 1050 yılının Receb ayının birinde (17 Ekim 1640), Defterdarzâde Mehmed Paşa ve diğer yetkililerle birlikte Erzurum eyaletine hareket ettiler.

Üsküdar’ın Önemi ve Yapıları

İstanbul’un önemli bir ilçesi olan Üsküdar, geçmişte birçok kez fethedilen ve önemli yapıları barındıran bir bölgeydi. İlk ciltte Üsküdar’ın kuruluşu ve fetihleri detaylı bir şekilde anlatılmıştır. Burada konakladıkları sürede, hem Üsküdar’ın tarihî yapıları gözden geçirildi hem de bölgenin stratejik önemi üzerinde duruldu. Üsküdar, hem İstanbul’a yakınlığıyla hem de büyük bir yerleşim alanı olmasıyla dikkat çekici bir konumda yer alıyordu Süleymaniye Camii ve Mimar Sinan’ın Eserindeki Güzellikler.

Süleyman Paşa’nın Başarısı

Süleyman Paşa, Erzurum valisi olarak çok önemli bir adım attı. Erzurum’a dair önemli bir gelişme yaşandı. Daha önce Erzurum’daki isyancı Abaza Paşa, Sultan Murad Han zamanında affedilerek öldürülmemişti. Ancak Süleyman Paşa, Abaza Paşa’nın yeniden isyan etmek için Erzurum’a geri dönmesini engelledi. Abaza Paşa, önce Cezayir’e, sonra Habeş’e, ardından Hacca, Hindistan’a ve nihayetinde İran’a geçerek, burada çeşitli işaretlerle Abaza olduğunu ispatladı. Bütün Erzurum halkı, Abaza Paşa’yı tanıyıp ondan yana oldular ve bu durum, isyanı yeniden başlatmak için bir fırsat sundu. Ancak, Süleyman Paşa, bu durumu erken fark etti ve Abaza Paşa’yı öldürerek başını İstanbul’a gönderdi.

Erzurum’un Zaptı ve Zaferin Haberi

Erzurum’un ele geçirilmesinin ardından, Çerkez Terzi Mustafa Ağa’nın komutasındaki askerler, Erzurum’u zapt ettiklerini bildirerek büyük bir zafer kazandıklarını müjdelediler. Bu zafer haberi, Üsküdar’dan alındı ve Şaban ayının birinci günü (16 Kasım 1640) yola çıkarak, Pendik Köyü’ne doğru ilerlediler. Pendik, İstanbul’un kıyısında yer alan büyük ve bakımlı bir köydü. Bu köy, aynı zamanda İstanbul’a sebze sağlayan önemli bir bölgeydi. Pendik, Kireççi başı hükmünde ve evkafı olan bir köydü. Ayrıca burada bulunan bağ ve bostanlar sayesinde, İstanbul’daki birçok sebze Pendik’ten temin edilirdi. Pendik’in bu özellikleri, bölgenin ekonomik açıdan ne kadar önemli olduğunu gösteriyor istanbul daily tours.

Bu süreçte Erzurum’un ele geçirilmesi, Osmanlı Devleti’nin güçlü yönetim ve askeri stratejilerle elde ettiği önemli zaferlerden biriydi. Üsküdar’da yapılan hazırlıklar ve atanan yeni yöneticiler, bu zaferin temel taşlarını oluşturdu. Süleyman Paşa’nın cesur yönetimi, Abaza Paşa gibi bir isyanın önlenmesini sağladı ve Osmanlı topraklarında huzuru sağladı. Pendik Köyü gibi yerlerin ekonomik katkıları ise, şehrin yaşamını devam ettirmesi için büyük önem taşıdı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz